538
12. Özet ve kronolojiye genel bir bakış
içindeydiler. Yalnız üst diazoma'ya. erişim için güney cephedeki ES3 girişinde uygulanana benzer bir çözüm,
hem kuzeydeki korunmuşluk durumu ve kuzey cephe önündeki yıkıntı hem de cadde dokusuna yönelik yeni
bilgiler nedeniyle şüphelidir. Ancak kuzey kanattaki durum, yapısal bakımdan ve konstrüksiyon detaylarında
net bir biçimde farklılaşmaktadır. Burada genel olarak, orijinal arazi formasyonundan kaynaklanan daha masif
ve heybetli bir kubatur tespit edilmiştir. Girişlerin sokak ağıyla olan ilişkisi bağlamında, Roma İmparatorluk
Dönemi arazi yapısı ve tiyatro ile stadyum arasındaki bölgenin kentsel organizasyonu hakkındaki bilgimiz
kesin çıkarımlar yapmak için çok yetersiz. Akademi Sokağı’nın ekseninin devamında yer alan ve dik, tonozla
örtülü bir merdiven üzerinden orta diazoma’ya. varan [sonradan] duvarla kapatılmış EN2 geçişine dair belirtmek
gerekir ki, bu geçişin dış eşiğinin kotu, altta yer alan EN 1 koridorunun giriş kotundan belirgin biçimde daha
yüksektedir. Güney taraf ile yapılacak bir karşılaştırmaya dayanarak, burada dışarıdan işleyen bir merdivenin
varlığı kabul edilebilir. EN2 geçişi önünde yapılan kazılarda giriş sahanlığının orijinal kotuna ulaşıldığından,
ancak bu esnada herhangi bir döşemeye rastlanmadığından, bu merdiven tertibi daha sonraki bir taş yağması
esnasında en azından kısmen ortadan kaldırılmış olabilir. Hem kuzeyden hem de batıdan ulaşılan EN 1 numaralı alt
geçiş, daha sonra inşa edilen büyük bir sarnıç nedeniyle orijinal koridorun bir bölümünde kapsamlı değişiklikler
geçirmiştir. Kuzey analemma rim orta bölümü iki kör daire kemer ile düzenlenmiştir. Bunlar literatürde EN 1
numaralı vomitorium a varan ikincil, eski ve sonradan kapanmış geçişler olarak yorumlanmıştır. Cephedeki ve
koridordaki güncel bulgular bu görüşe karşı farklı argümanlar sunmaktadır10.
Tiyatronun ana girişleri her zaman batıda yer almıştır. İmparator Flavius dönemindeki genişletme
çalışmalarından beri, sahne binasının her iki dar kenarının yanından giden yol, güneyde bir rampa üzerinden,
kuzeyde ise çok parçalı bir merdiven üzerinden önce alt diazoma'ya. giden alt merdivenlerin (ENİ Batı;
ESİ Batı) giriş kotuna, daha sonra alt oturma sıralarının başlangıcındaki parodos üst örtülerinin sahanlığına
ulaşıyordu. Bunun yanı sıra prohedrie'h orkestraya üstü kapalı geçitlerden da erişilmekteydi. Orkestra
seviyesine girişler daha sonraki mimari dönüşümler ve ekler nedeniyle anlaşılmaz bir durumdadır, ancak
buna rağmen araştırma sonrasında orijinal durum, dönüşümleri de içerecek şekilde, restitüe edilebilmiştir.
Böylece bugün giriş-çıkışların farklı dönemlerde nasıl çözüldüğünü bilmekteyiz. Tiyatronun doğuda yamaç
tarafındaki sınırı, yukarıda tarif edilen summa porticus ve onun arka duvarı sayesinde net bir biçimde
belirlenmiştir. Portiğin inşasıyla beraber, tiyatronun güneyindeki Hamam Sokağı olarak bilinen Cadde 46’nın
güzergahı doğuya doğru aşılmıştır: İmparatorluk Dönemi tiyatrosu Hellenistik cadde sistemine artık önem
vermiyordu. Eski araştırmalarda bu noktada bir nemeseion olduğu tahmin ediliyordu, ancak alanda o noktada
yapılan en yeni incelemeler sonrasında bu tahminin çok isabetli olmadığı anlaşılmıştır11. Ön avlunun [portik]
arka duvarının doğusunda yer alan iki mekan işlevsel olarak tiyatro işleyişiyle (Thermopolion) bağlantılı
görünmektedir, ancak mimari olarak asıl tiyatro yapısından ayrılmakta ve daha ziyade buna bir ek olarak
inşa edildikleri düşünülmektedir. Görünür durumdaki merdiven ve bununla birlikte EO1 numaralı geçiş de
tiyatronun orta aksının dışında yer almaktadır. Bunların yapıya eklenmesi, ön avlunun arka duvarı civarında
pek çok kez değiştirilmiş bir durumun son evresini göstermekte ve bu nedenle, elimizde kesin arkeolojik
veriler olmasa da, daha geç bir döneme tarihlenmektedir.
VI. İMPARATOR ANTONİNUS DÖNEMİNDEN MS 3. YÜZYILIN İLK YARISINA KADAR
SÜREN DÖNÜŞTÜRME VE ONARIM ÇALIŞMALARI
Flavius ve Trajan dönemlerindeki mimari dönüşümlerin tamamlanmasından birkaç onyıl sonra, MS 2.
yüzyılın ortalarında yeni bir değişim gündeme geldi. Bu değişim sahne ve orkestra kısmını ilgilendiriyordu.
Proskeniorfda sütun araları kapatıldı ve tüm cephe mermer plakalarla donatıldı. Orkestra seviyesinin de
yaklaşık 0,30 m yükseltilmesiyle, görünüşe göre sahne alanı Roma İmparatorluk Dönemi ihtiyaçlarına
optik olarak daha uygun bir halde getirildi. Eski Hellenistik orkestra kanalından vazgeçildi ve biraz daha
yüksek bir kotta yeni bir atık su kanalı oluşturuldu. Orkestra altında, sahne binasının içinden geçecek şekilde
yerleştirilen doğu-batı doğrultulu bir kanalın inşası da en erken bu dönemde gerçekleşmiş olmalıdır. Tüm
bu uygulamalar muhtemelen içme ve temizlik amacıyla kullanılan suyun orkestra bölgesine iletilmesiyle
10 Burada tiyatronun yapı tarihine ilişkin yayına bakılabilir. Styhler-Aydin (hazırlanıyor).
11 Ataç 1997; Ataç 1999a, 432; Ataç 1999b, 3.
12. Özet ve kronolojiye genel bir bakış
içindeydiler. Yalnız üst diazoma'ya. erişim için güney cephedeki ES3 girişinde uygulanana benzer bir çözüm,
hem kuzeydeki korunmuşluk durumu ve kuzey cephe önündeki yıkıntı hem de cadde dokusuna yönelik yeni
bilgiler nedeniyle şüphelidir. Ancak kuzey kanattaki durum, yapısal bakımdan ve konstrüksiyon detaylarında
net bir biçimde farklılaşmaktadır. Burada genel olarak, orijinal arazi formasyonundan kaynaklanan daha masif
ve heybetli bir kubatur tespit edilmiştir. Girişlerin sokak ağıyla olan ilişkisi bağlamında, Roma İmparatorluk
Dönemi arazi yapısı ve tiyatro ile stadyum arasındaki bölgenin kentsel organizasyonu hakkındaki bilgimiz
kesin çıkarımlar yapmak için çok yetersiz. Akademi Sokağı’nın ekseninin devamında yer alan ve dik, tonozla
örtülü bir merdiven üzerinden orta diazoma’ya. varan [sonradan] duvarla kapatılmış EN2 geçişine dair belirtmek
gerekir ki, bu geçişin dış eşiğinin kotu, altta yer alan EN 1 koridorunun giriş kotundan belirgin biçimde daha
yüksektedir. Güney taraf ile yapılacak bir karşılaştırmaya dayanarak, burada dışarıdan işleyen bir merdivenin
varlığı kabul edilebilir. EN2 geçişi önünde yapılan kazılarda giriş sahanlığının orijinal kotuna ulaşıldığından,
ancak bu esnada herhangi bir döşemeye rastlanmadığından, bu merdiven tertibi daha sonraki bir taş yağması
esnasında en azından kısmen ortadan kaldırılmış olabilir. Hem kuzeyden hem de batıdan ulaşılan EN 1 numaralı alt
geçiş, daha sonra inşa edilen büyük bir sarnıç nedeniyle orijinal koridorun bir bölümünde kapsamlı değişiklikler
geçirmiştir. Kuzey analemma rim orta bölümü iki kör daire kemer ile düzenlenmiştir. Bunlar literatürde EN 1
numaralı vomitorium a varan ikincil, eski ve sonradan kapanmış geçişler olarak yorumlanmıştır. Cephedeki ve
koridordaki güncel bulgular bu görüşe karşı farklı argümanlar sunmaktadır10.
Tiyatronun ana girişleri her zaman batıda yer almıştır. İmparator Flavius dönemindeki genişletme
çalışmalarından beri, sahne binasının her iki dar kenarının yanından giden yol, güneyde bir rampa üzerinden,
kuzeyde ise çok parçalı bir merdiven üzerinden önce alt diazoma'ya. giden alt merdivenlerin (ENİ Batı;
ESİ Batı) giriş kotuna, daha sonra alt oturma sıralarının başlangıcındaki parodos üst örtülerinin sahanlığına
ulaşıyordu. Bunun yanı sıra prohedrie'h orkestraya üstü kapalı geçitlerden da erişilmekteydi. Orkestra
seviyesine girişler daha sonraki mimari dönüşümler ve ekler nedeniyle anlaşılmaz bir durumdadır, ancak
buna rağmen araştırma sonrasında orijinal durum, dönüşümleri de içerecek şekilde, restitüe edilebilmiştir.
Böylece bugün giriş-çıkışların farklı dönemlerde nasıl çözüldüğünü bilmekteyiz. Tiyatronun doğuda yamaç
tarafındaki sınırı, yukarıda tarif edilen summa porticus ve onun arka duvarı sayesinde net bir biçimde
belirlenmiştir. Portiğin inşasıyla beraber, tiyatronun güneyindeki Hamam Sokağı olarak bilinen Cadde 46’nın
güzergahı doğuya doğru aşılmıştır: İmparatorluk Dönemi tiyatrosu Hellenistik cadde sistemine artık önem
vermiyordu. Eski araştırmalarda bu noktada bir nemeseion olduğu tahmin ediliyordu, ancak alanda o noktada
yapılan en yeni incelemeler sonrasında bu tahminin çok isabetli olmadığı anlaşılmıştır11. Ön avlunun [portik]
arka duvarının doğusunda yer alan iki mekan işlevsel olarak tiyatro işleyişiyle (Thermopolion) bağlantılı
görünmektedir, ancak mimari olarak asıl tiyatro yapısından ayrılmakta ve daha ziyade buna bir ek olarak
inşa edildikleri düşünülmektedir. Görünür durumdaki merdiven ve bununla birlikte EO1 numaralı geçiş de
tiyatronun orta aksının dışında yer almaktadır. Bunların yapıya eklenmesi, ön avlunun arka duvarı civarında
pek çok kez değiştirilmiş bir durumun son evresini göstermekte ve bu nedenle, elimizde kesin arkeolojik
veriler olmasa da, daha geç bir döneme tarihlenmektedir.
VI. İMPARATOR ANTONİNUS DÖNEMİNDEN MS 3. YÜZYILIN İLK YARISINA KADAR
SÜREN DÖNÜŞTÜRME VE ONARIM ÇALIŞMALARI
Flavius ve Trajan dönemlerindeki mimari dönüşümlerin tamamlanmasından birkaç onyıl sonra, MS 2.
yüzyılın ortalarında yeni bir değişim gündeme geldi. Bu değişim sahne ve orkestra kısmını ilgilendiriyordu.
Proskeniorfda sütun araları kapatıldı ve tüm cephe mermer plakalarla donatıldı. Orkestra seviyesinin de
yaklaşık 0,30 m yükseltilmesiyle, görünüşe göre sahne alanı Roma İmparatorluk Dönemi ihtiyaçlarına
optik olarak daha uygun bir halde getirildi. Eski Hellenistik orkestra kanalından vazgeçildi ve biraz daha
yüksek bir kotta yeni bir atık su kanalı oluşturuldu. Orkestra altında, sahne binasının içinden geçecek şekilde
yerleştirilen doğu-batı doğrultulu bir kanalın inşası da en erken bu dönemde gerçekleşmiş olmalıdır. Tüm
bu uygulamalar muhtemelen içme ve temizlik amacıyla kullanılan suyun orkestra bölgesine iletilmesiyle
10 Burada tiyatronun yapı tarihine ilişkin yayına bakılabilir. Styhler-Aydin (hazırlanıyor).
11 Ataç 1997; Ataç 1999a, 432; Ataç 1999b, 3.